Nüfusun çok hızlı bir şekilde büyüyor olması, ekonominin sürekli gelişiyor olması ve sanayi sektörünün hızlı bir gelişim trendine sahip olması gibi nedenlerden ötürü her türlü atık malzemelerinde miktarı artmaktadır. Bu doğrultuda bu atıklar zaman içinde çoğalmaktadır. Zamanın içinde çoğalan bu atıklar çevreye zarar vermeye başlamıştır. Bu noktada bu atıkların toplanması ve çevreye zarar vermeden bertaraf edilmesi sorunu ortaya çıkmaktadır.
Gelişen teknolojiyle beraber bu atıkların bertaraf edilmesi konusunda da yeni gelişmeler oluşmuştur. Hem gelişen sanayinin çok fazla miktarda hammaddeye ihtiyaç duyması hem zaman içinde tabiatta var olan hammaddelerin tükeniyor olması hem de atık malzemelerin içinde çokça hammadde kaynaklarının bulunması gibi nedenlerden ötürü geri dönüşüm kavramı ortaya çıkmıştır. Zaman içinde işlevini kaybetmiş, fonksiyonunu tamamlanmış ve kullanılmayacak kadar yıpranmış ürünlerin birtakım işlemlere tutularak sanayi dallarına yeninden hammadde olarak kazandırılmasına geri dönüşüm denir.
Türkiye’de Geri Dönüşüm
Doğal kaynaklarımızın sınırsız olmadığı düşüncesi ve bu kaynakların bir gün tükenebileceği fikri ülkemizde de geri dönüşüm alanında çalışmaların yapılmasında etkili olmuştur. Bu doğrultuda Türkiye de geri dönüşüm tesisleri açılmıştır. Avrupa ve gelişmiş birçok ülkede yaygınlaştırılmış bir faaliyet olan geri dönüşüm kavramı ülkemizde özellikle son zamanlarda yaygınlaştırılmıştır. Okullarda bu doğrultuda verilen eğitimlerin yaygınlaşması, TV kanallarında geri dönüşümler ilgili kamu spotu programlarının yaygınlaşması ve kamu kurum ve kuruluşlarının geri dönüşüm hususunda destekleyici tavırları ülkemizin bu alanda bilinçlenmesi bakımından etkili olmuştur.
Günümüzde ülkemizde atık yönetimi ve geri dönüşüm faaliyetinin yoğunlaştığı hem özel sektör hem de yerel yönetimlerin katılımlarıyla geri dönüşüm piyasası oluşmuştur. Piyasasın ekonomik değeri ortalama 5 milyar Euro’yu bulmaktadır. Geri dönüşüm faaliyetlerinin özendirilmesi ve özel sektörün bu alana yönelmesinin teşvik edilmesi kapsamında ‘’Ulusal Geri Dönüşüm Eylem Planı’’ hazırlanmıştır. 2013 ile 2016 yıllarını kapsayan eylem planı kapsamında; geri dönüşüm alanında faaliyet gösteren yatırımcılara önemli fırsatlar sunulmuştur. Bu fırsatlar karşılıksız kredilerden, çok düşük faizli krediler gibi maddi anlamda destekleyici mahiyettedir.
Ülkemiz Avrupa Birliği uyum süreci kapsamında geri dönüşüm konusuna önem vermektedir. Yine bu bağlamda ülkemizde bu alana yapılacak yatırım miktarının önümüzdeki yıllarda 7 ile 9 milyar Euro civarında bir yatırım planlanmaktadır. Bu yatırım olanaklarından yararlanmak isteyen özel sektör kuruluşlardı da Türkiye de geri dönüşüm tesisleri kurma konusunda çalışmalarına hız vermiştir. Özellikle büyük holdingler bu alana yönelmiştir. Bunun yanında KOBİ’ler de bu sürece dahil olmaktadır. Geri dönüşüm faaliyetlerine büyük miktarlarda yatırım yapan firmalar bu yatırımlarının sonuçlarını gördükçe yatırımlarını genişletmektedir. Geri dönüşüm sektörünün dünya genelindeki pazar değeri yaklaşık olarak 600 milyar dolara yaklaşmaktadır. Bu büyüklükte bir pazar düşünüldüğünde ülkemizin daha çok yol alması gerektiği görülmektedir.
Türkiye’nin Geri Dönüşüm Eylem Planının Ayrıntıları
Türkiye de geri dönüşüm tesisleri hakkında kısa bir analiz yapıldığı zaman bu alanda özellikle yerel yönetimlerin etkili oldukları görülmektedir. Ayrıca özel sektör firmalarının da bu konuda etkili olmaya başladıkları görülmektedir. Ülkemizin geri dönüşüm eylem planının ayrıntılarından birisi, geri dönüşüm ve atık yönetim teknolojilerine ilişkin Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi ve bu uygulamaların teşvik edilmesini kapsamaktadır. İkinci madde ise; KOBİ’lerin geri dönüşümle alakalı çalışmaların KOSGEB tarafından desteklenmesi konusu vardır.
Eylem planının diğer bir maddesi ise; geri dönüşüm ve geri kazanıma dair verilerin derlenerek bu alanda çalışmalar yapmayı planlayan kurum ve kuruluşların hizmetine bu verilerin sunulmasıyla ilgilidir. Ayrıca kamu kurum ve kuruluşların atık yönetimi ve geri dönüşüm alanında ayrı bir bütçe oluşturması da eylem planının içeriğini oluşturmaktadır. Yine özel sektörü harekete geçirmek için çevre mevzuatıyla ilgili gerekli çalışmaların yapılması da eylem planı çerçevesinde alınan kararlardandır. Bütün bunların yanında yerel yönetimlerin atık toplama konusunda teşvik edilmesi ve desteklenmesi de eylem planının önemli maddeleri arasındadır.
Türkiye’de Atık Bertaraf ve Geri Kazanım Tesisleri İstatistikleri
Türkiye de geri dönüşüm tesisleri alanında Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre;
Ülkemizde faaliyet gösteren atık bertaraf ve geri kazanım alanında faaliyet gösteren tesis sayısı 985 olarak belirlendi. Bu sayı geri dönüşüm alanında gösterilen bilinçlendirme çalışmalarının etkili olduğunun görülmesi bakımından oldukça önemlidir. Bu araştırma anketine göre; lisanslı ya da geçici faaliyet belgesi bulunan geri dönüşüm tesisleriyle lisansı olmasa da belediyelerin gözetiminde ya da belediyeye ait geri kazanım tesislerinin sayısını içeriyor. Bu doğruluda 117 atık bertaraf tesisi ve 868 geri dönüşüm tesisi ülkemizde hizmet veriyor.
Ülkemizde düzenli depolama tesislerinde toplanan atıklar arasından 41 milyon atık bertaraf edildi. Bununla beraber 43 bin ton atık ise yakma tesislerinde bertaraf edildi. Bütün bunlarından sonra 20 milyon ton atık geri kazandırılarak ekonominin hizmetine sunuldu. Bu araştırmanın ışığında ülkemizde geri dönüşüm sektöründe hızlı bir gelişimin olduğu görülmektedir. Gün geçtikçe insanlarımızın bilinçlenmesi ve kaliteli çöp anlayışının yaygınlaşması; geri dönüşüm faaliyetlerinde çok daha hızlı bir şekilde mesafe alacağımız anlamına gelir.
Geri Dönüşüm Tesislerinin Avantajları
Türkiye de geri dönüşüm tesisleri sayısı arttıkça geri dönüşümden elde edilen kazanım miktarı da artmaktadır. Her çöp, çöp değildir. Sözünün kavratılması dahi geri dönüşüm alanında yol almamıza yardımcı olacaktır. Bu doğrultuda Türkiye de geri dönüşüm tesisleri faaliyetlerinin getirdiği birçok avantaj mevcuttur. Bu tesislerin en büyük avantajı, doğal kaynaklarımızın korunmasına yardımcı olmasıdır. Doğal kaynaklar bir ülkenin en temel zenginlik kaynaklarıdır. Ayrıca doğal kaynaklar tükenebilir kaynaklardır. Dolaysıyla ne kadar çok geri dönüşümden hammadde elde edilirse o kadar az doğal kaynaklar eksilecektir. Bu da ülkemizin değerli kaynaklarının yitirilmemesini sağlayacaktır.
Sanayi alanında üretilen ve kullanılan metaller, kağıtlar, plastikler, camlar ve cam türevi malzemeler tabiatta uzunca süreler kalarak tabiatı kirletmektedir. Bu doğrultuda Türkiye de geri dönüşüm tesisleri hem ekonomiye katkı sağlamakta hem de tabiatı korumaktadır. Hurda haline gelmiş araç lastiklerinden kullanılmayacak halde olan pet şişelere, hurda metallerden cam şişelere kadar birçok atık madde geri dönüştürülebilir özelliğe sahiptir. İşlenerek ekonomiye kazandırılan bu hammaddeler yeniden yeni bir ürün olarak piyasaya sunulmaktadır.
Geri dönüşüm sektörünü sadece ekonomiye hammadde sağlayan ve tabiatın korunmasında yardımcı olan bir faaliyet olarak görmemek lazımdır. Çöp olarak adlandırılan atıkları, camları, pet şişeleri ya da atık kağıtlar, hurda metalleri toplayan ve bunların ticaretini yaparak geçimlerini sağlayan binlerce insan vardır. Bu bağlamda Türkiye de geri dönüşüm tesisleri yeni istihdam alanlarının oluşturulması bakımından da oldukça faydalı olmaktadır. Geri dönüşüm maddelerini toplayarak geçimlerini sağlayanlar bu faaliyetleriyle ben kendi bütçelerine katkı sağlamaktadırlar. Hem çevreyi kirletecek unsurlar temizleyip hem de ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaktadırlar.
Bütün bu saydıklarımızın ışığında Türkiye de geri dönüşüm tesisleri faaliyetleriyle gerek ülkemiz ekonomisi için gerekse çevre kirliliğinin önlenmesi için oldukça önemli bir vazifeyi üstlenmiş durumdadır. Ayrıca Türkiye de geri dönüşüm tesisleri tabii kaynaklarımızın korunması hususunda da faydalı olan tesislerdir. Günümüze kadar genelde yerel yönetimlerin kontrolünde gelişen bu tesisler, artık özel sektöründe dahil olmasıyla gelişmesini hızlandırmıştır.